Özellikle 30 lu 40 lı yaşlardan sonra yer çekiminin etkisi ile birlikte göz kapaklarındaki deri sarkmaya başlar. Alında yavaş yavaş kendini bırakmaya başlar ve aşağıya doğru gevşemeye başlar. Buna alt kapakta ve üst kapağın üst kısmında yer alan ön duvarlar gevşeyerek eşlik eder. Ön duvarların gevşemesi de yağ torbalarının ileriye doğru çıkmasını sağlar. Bu hem genetik yapıdan kaynaklanan yaşlanma sürecini oluşturur hem de aynı zamanda tabi yılların getirdiği yıpranmada devreye girer ve yavaş yavaş kaşların dış kısmı aşağı düşmeye başlar. 1/3 dış kısımlar kapanır. Göz kapağının üstünde yığılma belirginleşir. Alt kapaktaki torbalanmalar kendini ortaya koymaya başlar ve kişi kendisini daha yorgun daha dinamizmini kaybetmiş gibi hissetmeye başlar.

skiden yağlar çıkartılarak küçültüldüğü ameliyatlar yapılmaktaydı. Artık yağların bir fıtıklaşma olduğu kabul edilmektedir ve bu fıtık onarımı yapılır gibi içeriye doğru yerleştirilerek ön duvar sağlamlaştırılmaktadır. Ön duvardaki bombe kayboluyor. Gergin bir görüntü kazanmaktadır. Göz kapağının üstünde oluşan yığılmayı yapan kısım çıkartılmaktadır. Bu son derece güzel bir şekilde saklanmaktadır. Kirpiklerin hemen altından geçen bir çizgi üst kapakta da hemen kapağın içerisine yerleşen ve tamamen iyileştikten sonra ciddi şekilde fark edilmeyecek kadar iyi iz bırakan görüntü ile saklanmaktadır. Bir anda aşağı doğru bırakmış gevşemiş alnı düşmüş bir görüntüyü alıp tekrar yukarı doğru yükseltilmektedir. Yer çekimin etkisi yok ediliyor. Ama bu sonsuza kadar böyle devam edecek anlamına gelmez. Siz yaşı belli bir yaştan alıp 10 seneye geriye alıyorsunuz yaşlanma oradan tekrar başlar.