Eklem ağrıları genellikle sebebe yönelik tedavi edilmektedir. Eklem ağrıları şayet mekanik nedenlerden kaynaklanmışsa yani kilo problemi daha çok kıkırdakta harabiyete neden olmaktadır. Yanlış kullanmalar, tekrarlayan travmalar, mesleki durumlar, genellikle halk arasında kireçlenme diye bilinen kıkırdak harabiyetine giden durumlar olduğundan bu tür durumlarda genellikle medikal tedavinin kısmi bir faydası vardır. Genellikle hastaların fizik tedavi uzmanlarına başvurması bu anlamda daha faydalı olmaktadır. Çünkü kilo kontrolü , kasları kuvvetlendirme , genellikle birlikte varolan antienflamatuar ilaçlar, soğuk uygulamalar veya başka yöntemlerle hastanın rahatlamasına yardımcı olur. Ancak mekanik nedenler dışında iltihabi sebeplerle ortada bir sorun varsa o zaman bu noktada kullanılması gereken ciddi medikal tedavi vardır. Fizik tedavi ve diğer yardımcı yöntemler daha ikinci sıraya gelmektedir. Hastanın daha önce iltihabını kontrol altına alacak değişik seviyelerde ilaç tedavileri uygulanması gerekmektedir.
Eklem Ağrılarında Ne Zaman Doktora Başvurulmalıdır?
Eklem ağrıları sebebe bağlı olarak başka eş semptomlarla birlikte görülebilmektedir. Örneğin eklemin çevresindeki şişlik veya kızarıklık bir travma nedeni ile olabilir. Ama hasta genellikle böyle bir durumda travmayı hatırlar. Örneğin ayağını burkmuş bir kişi ayak çevresindeki şişlik ve ödem için doktora gittiğinde kendisi zaten ayağını burktuğunu ifade eder. Ancak bazı durumlarda hiç bir tetikleyici neden olmadan hastanın ekleminde şişlik, ağrı bazen hafif derecede seyreden ateş veya vücutta kırgınlık, yorgunluk, halsizlik şikayetleri ile doktora başvurulabilir. Bu tür durumlarda altta daha çok sistemik hastalık aramak gerekir. Bu sistemik hastalık gerçek bir romatizma hastalığın erken bulgusu olabilir ya da başka bir hastalığın örneğin hipertansiyonu olan bir hastada gut gibi rahatsızlığın ,viral bir enfeksiyonun veya başka sistemik bir hastalığın eklemde yansıması şeklinde çıkabilir.
Bu noktada hastanın öyküsünü bilmek çok önemlidir. Hipertansiyonu olan bir hastada ürik asit yüksekliği her zaman gut anlamına gelmeyeceği gibi ürik asit yüksekliği olmadan da gut hastalığı olabilmektedir. Bu nedenle hastayı sorgularken sadece tek ekleme yönelik değil hastanın semptomuna yol açabilecek diğer sistemik sorgulamasının da iyi yapmak hekime oldukça yardımcı olacak önemli bir basamaktır.
Kronik Eklem Ağrıları Nasıl Geçer?
Humerus ve kalça gibi büyük eklemlerin kronik ağrı olarak görülen nedenleri arasında romatizma ve kireçlenme olabilmektedir. Bunların temelinde ise kalıtsal yapı vardır. Özellikle kireçlenmeler gen yapısı ile anneden çocuklara geçebilmektedir. Bu yüzden ailesinde özellikle annesinde kireçlenme olan bayan hastanın kendisinde ve kendisinin kızı olduğunda yine onda büyük bir ihtimalle kireçlenme olacağının bilinmesi gerekir. Bu illaki olacak değil ama bir risk taşındığı bilinmelidir. Sıcaklık farklılıkları, basınç farklılıkları, travma, aşırı kilo alma ve bu eklemlerin kiloya bağlı olarak basınç altında kalması gibi durumlardan kendini koruduğu takdirde beslenmesine dikkat ederek zararlı şeylerden uzak durularak (sigara, alkol gibi) olmayacağı da bilinmelidir. Ama ailede varsa bu sorunlarla karşılaşabilir risk altında olduğunu bilmesi gerekir.
Bu eklemlerde oluşan en büyük sorunlardan biri romatizma ve kireçlenme görüldüğü takdirde en basit ilaç tedavilerinden başlayarak çok uzun değişik tedavileri görerek iyileşmek mümkündür. Burada özellikle eklemlerde sıvı azalması daralması gibi şikayetlerden başlayarak gelen kireçlenmelerde bir eklem içi hyaluronik asit enjeksiyonları yine eklem içi ozon gazı enjeksiyonları , dizlerde ve omuzlarda o eklemin duyusuna olan sinirlere uygulanan pass radyofrekans tedavisi ,özellikle bu eklemleri bir arada tutan ligament ve kasları uygun egzersizlerle güçlendirilmesi ve hiç birine cevap verilmediği takdirde proloterapi ile hastaların bu şikayetinden kurtarmak mümkündür.
Kronik Ağrı Nedir?
Kronik ağrı akut ağrıların yani yeni başlayan ağrıların 3 ya da 6 ay gibi daha uzun süreler sürmesi neticesi oluşan ağrılardır. Kronik ağrıların akut ağrıların iyi bir şekilde tedavi edilmemesi ya da yetersiz tedavi edilmesi sonucu süregelmesi ile oluşur. Burada vücudumuzdaki her tülü ağrıyı kronik ağrı olarak sayabiliriz. Migren, baş ağrısı, bel fıtığı ağrısı, romatizma ağrısı, kireçlenme ağrıları bunların hepsi eğer zamanında yeterince tedavi edilmemiş ve 3 ile 6 ay gibi daha uzun süredir sürmüşse bunlara kronik ağrı denilmektedir.
Akut ağrıların kronik ağrılara dönüşmesinin nedeni yetersiz tedavi ve aynı zamanda beyinde ağrı hafızasının yerleşmesi ile oluşmaktadır. Bu ağrı hafızası eğer siz devamlı ağrı çekiyorsanız beynin ağrıyı algılayan bölümü devamlı ağrı impusları ile uyarılarak hafızada kayıt edilmektedir. Bu da akut ağrının ileride kronik ağrı olarak algılanmasına neden olmaktadır. Kronik ağrılı hastalar uzun süre ağrı çekmeleri neticesinde yaşam kalitelerinde büyük bir azalma meydana gelmektedir. Eğer bu başka hastalığa bağlı ise yaşam ömürlerinin kısıtlanmasına kadar giden bazı problemlerle karşı karşıla kalınmaktadır. Eğer bu 6 ayı geçti ise kişide anksiyete ve depresyon gibi bazı durumları da beraberinde görülebilmektedir.
Kronik Ağrılar Kişide Ne Tür Psikolojik Sorunlara Neden Olur?
Kronik ağrılar tedavi edilmez ise kişinin hayatı boyunca devam edebilmektedir. Kişi şanslı ise bu ağrılar daha da artmaz ama çoğunlukla yaş ilerledikçe bu ağrılar daha da artmakta ve daha da dayanılmaz bir hal almaktadır. Bu kişide hayatın yaşam kalitesini düşürmekte ailesi ve çevresi ile olan ilişkilerinde negatif bir rol oynamaktadır. Kişi hayatından bile sıkılabilir. Yaşama arzusunu yitirebilir. Bir an önce ölmek bile isteyebilir. Hatta intihar düşüncesi beyne yerleşebilmektedir. Bu nedenle zamanında akut ağrı döneminde ağrıların etkin ve düzgün bir şekilde mutlaka tedavi ettirmeliyiz. Yoksa hayatımızdan bile vazgeçecek, depresyon ,anksiyete ,gece uykusu bozuklukları gibi rahatsızlıklarla karşı karşıya kalabiliriz.